Hüseyin Köse
1938 yılında Akçaabat Acısu Köyü’nde (Koryana) doğdu. Babası İdris, annesi Rabiye’dir. Evin en küçük oğlu olduğundan biraz da nazlı yetiştirilmiştir. Kemençeye ilgisi daha küçük yaşta başladı. 10 yaşlarında ilk kızılağaç kemençesini yaptırdı. 13 yaşında kemençe çalmaya başladı. Bu yaştan sonra da kendisini kemençe konusunda ispatlamıştır. Koryanalı Hüseyin olarak hitap edilen Hüseyin Köse’nin kemençesi, türküleri, davulu herkes tarafından büyük ilgi ile dinlenir. Acısu Köyü’nün dışarda tanınmasına büyük katkısı olan Hüseyin Köse, Akçaabat ve köylerindeki insanlara kemençe, türkü ve davulu sevdirmiş, yeni mahalli sanatçıların yetişmesine destek olmuştur. Bölge insanlarının düğün, dernek gibi eğlencelerinde sanatını başarıyla yürütmüş olan Hüseyin Köse, çok sevildiği, beğenildiği ve zaman zaman da bayanların hayranlığını kazandığı bilinmektedir. Hatta bu yüzden de birkaç evliliği olmuştur. Başından geçen olayları zaman zaman destan halinde türkülerinde söylemiştir.
Sanatının en doruk noktası 1970’li yıllarda Avusturya’ya gitmiş, Almanya dahil 7 yıl gurbet hayatı yaşamıştır. Meslektaşlarını asla kıskanmamış, hatta çok kemençe sanatçısının yetişmesinde büyük payı olmuştur. Çok sayıdabeste ve derlemeleri vardır. TRT’nin düzenlediği yerel sanatçı yarışmasında Türkiye birincisi olmuş ve eserleri TRT klasikleri arasında yerini almıştır. Sanat yaşamı boyunca hoşgörülü olmuştur. Bölge insanları arasında, o zamanlar sanatçılara değer verme anlayışından dolayı, yeterince değeri bilinmemiş ve zaman zaman hor görüldüğü de olmuştur.
Hüseyin Köse’nin sanatçı kimliğinin yanı sıra insani yönü de çok güçlüydü. Karşısındaki insanın yaşı, makamı, toplumdaki konumu ne olursa olsun, ona saygılı davranır, önce insan olarak değer verirdi. Günün hangi saati olursa olsun, kim çağırırsa çağırsın gider, muhabbete katılır ve ortamı şenlendirirdi. Hüseyin Köse hiç bir zaman sanatına karşılık maddi pazarlığa girmez ve bu yüzden de kendisi ve ailesi hep maddi zorluklar içinde yaşamıştır. 1994 yılında yakalandığı kanser hastalığı sonucu, iki yıl sonra hayata gözlerini kapamıştır. Sanatı ve kendisi, ölümünden sonra daha çok hatırlanır hale gelmiştir.
Günümüz kemençe ve türkü sanatından çok ünlüler çıkmış ve Hüseyin Köse’nin türküleri onlar tarafından da söylenerek dilden dile taşınmaktadır. Her sanatçının kaderi gibi Hüseyin Köse’nin de sanat yaşamı ve bölge insanı tarafından yeni fark edilir olmuştur. Kendisiyle ilgili henüz geniş bir araştırma yapılmamıştır. Kendisini Rahmetle anıyoruz.
Sanatının en doruk noktası 1970’li yıllarda Avusturya’ya gitmiş, Almanya dahil 7 yıl gurbet hayatı yaşamıştır. Meslektaşlarını asla kıskanmamış, hatta çok kemençe sanatçısının yetişmesinde büyük payı olmuştur. Çok sayıdabeste ve derlemeleri vardır. TRT’nin düzenlediği yerel sanatçı yarışmasında Türkiye birincisi olmuş ve eserleri TRT klasikleri arasında yerini almıştır. Sanat yaşamı boyunca hoşgörülü olmuştur. Bölge insanları arasında, o zamanlar sanatçılara değer verme anlayışından dolayı, yeterince değeri bilinmemiş ve zaman zaman hor görüldüğü de olmuştur.
Hüseyin Köse’nin sanatçı kimliğinin yanı sıra insani yönü de çok güçlüydü. Karşısındaki insanın yaşı, makamı, toplumdaki konumu ne olursa olsun, ona saygılı davranır, önce insan olarak değer verirdi. Günün hangi saati olursa olsun, kim çağırırsa çağırsın gider, muhabbete katılır ve ortamı şenlendirirdi. Hüseyin Köse hiç bir zaman sanatına karşılık maddi pazarlığa girmez ve bu yüzden de kendisi ve ailesi hep maddi zorluklar içinde yaşamıştır. 1994 yılında yakalandığı kanser hastalığı sonucu, iki yıl sonra hayata gözlerini kapamıştır. Sanatı ve kendisi, ölümünden sonra daha çok hatırlanır hale gelmiştir.
Günümüz kemençe ve türkü sanatından çok ünlüler çıkmış ve Hüseyin Köse’nin türküleri onlar tarafından da söylenerek dilden dile taşınmaktadır. Her sanatçının kaderi gibi Hüseyin Köse’nin de sanat yaşamı ve bölge insanı tarafından yeni fark edilir olmuştur. Kendisiyle ilgili henüz geniş bir araştırma yapılmamıştır. Kendisini Rahmetle anıyoruz.
